Deli Şair

Ne senden rüku, ne benden kıyam; Selamın aleyküm ve Aleyküm selam.

Teatro Rudius ölümünün 100. yılında Türk Dili'nin sembolü büyük hikayeci Ömer Seyfettin anısına Deli Şair oyunu ile yine bir dünya prömiyeri yapıyor. 2019 yılında Akın Kaplan ve Kosta Kortidis tarafından kurulan tiyatro, ilk oyunu olan Bandırma Vapuru ile Milli Mücadelemiz ve akabinde Cumhuriyet ile taçlanacak süreci anlatan, Türkiye'nin dünya çapındaki Tiyatro Adamı Kosta Kortidis imzalı bir başyapıt ile seyirciyi selamlamıştı. Şimdi de yine Kosta Kortidis'in usta kalemi ve rejisi ile Deli Şair eserini seyirci ile buluşturuyor.!

Teatro Rudius'tan Bir 100. Yıl Projesi Daha...

5 Mart 2020 tarihinden itibaren yaz sezonu dahil sahnede olacak eserin yapımcı koltuğunda yine Akın Kaplan var. Özgün Müzikleri Altuğ Akınsel, Kostüm Tasarımı Fadim Üçbaş , Dekor Tasarımı da Batuhan Bozcaada'ya ait. Eserin Görsel Tasarımlarını Barış Çantay gerçekleştiriyor.

Usta yönetmen Kosta Kortidis'e reji ekibinde Emre Buldum ve Bahadır Cihat Aygen yardımcı oluyor. Alper Arık'ı Ömer Seyfettin, İlkay Özşen'i Ali Canip Yöntem, Akın Kaplan'ı Hekim Simon, Dilara Tabak'ı Calibe Seyfettin olarak izleyeceğimiz eserde; Kosta Kortidis Cenap Şahabettin olarak karşımıza çıkacak. Psikolojik bir gerilime dayalı, derin, yoğun ve yalın bir çarpıcılıkta sahnelenen eser aynı zamanda her zaman olduğu gibi çokça gülümsetip, düşündürmeyi de ihmâl etmiyor.

Ömer Seyfettin 6 Mart 1920 günü evinin çok yakınında bulunan Haydarpaşa Hastanesi’ne hayatını kaybetti! Hastalığı iyice ilerlemiş olduğundan kendisi 4 Mart’tan beri ağır koma halinde burada tedavi görüyordu! Ölümünden sonra kendisine diabetis, halk arasında bilinen adıyla şeker teşhisi konuldu. Üzerinde kimliğini belirtecek bir vesika yoktu! Naaş’ına kimsesizler muamelesi yapıldı... araştırmalarda kullanılması için Darülfünün’a bağışlandı!

Ali Canip Bey pazartesi günü eve geldiğinde Ömer’i bulamadı! Her yeri aradı ama netice alamadı! Üniversite’de kadavra olarak kullanılan Ömer Seyfettin’in bedeninin fotoğrafı birkaç hafta sonra gazetede yayınlanınca Ali Canip başta olmak üzere Türkçü gençler fotoğrafı tanıyarak hastaneyi bastı... bu sırada Ömer Seyfettin’in bedeni çoktan parçalanmış, iç organları çıkartılmış ve başı kesilmişti... Naaş’ından geriye kalanlar yakınlarına teslim edildi... Kuşdili Mahmut Baba Türbesi’ne defnedildi! Cenazesine eski eşi Calibe Hanım katılmadı!

Bir sohbetlerinde Ömer Seyfettin, Ali Canip Bey’e “... bir gün mezarımın üzerinden yol geçirirlerse şaşırmam.” demişti... Ağustos 1939’da mezarı yol geçecek gerekçesiyle yerinden söküldü! 23 Ağustos 1939’da Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi! Ömer Bey İngiliz İşgali’ni, Meclis’in kuruluşunu ve Kurtuluş Zaferi’ni göremedi! Ama söylediği her şey sırasıyla gerçekleşti...

Ömer Seyfettin “Deli Şair” lakabına karşın Türk Hikayeciliği’nin kurucusu ve en büyük edebiyatçılarından biri olarak kabul edilmektedir!

Bugün ulusal düzeyde hala en çok okunan Türk Edebiyatçısı Ömer Seyfettin’dir.